Ekim 2018

Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu bünyesinde yer alan Kardeş Türküler projesi, “halkların kardeşliği”ne müzikal bir çerçeveden vurgu yapıyor. Anadolu, Trakya ve Mezopotamya halk şarkılarını, kendi kültürel bağlamlarını dikkate alarak, orijinal dilleriyle yorumlamaya çalışırken, çokkültürlü bir coğrafyada kardeşlik içinde bir arada yaşama umudunu dile getiriyor.

Kardeş Türküler Projesi çerçevesinde, Anadolu ve çevresinde yaşayan farklı dil ve inançlara sahip halkların şarkıları üzerine araştırmalar yapılıyor, geleneksel şarkılar ve geleneksel formlara dayanarak üretilen besteler, projenin düzenleme anlayışı çerçevesinde yorumlanıyor.



Proje, ilk kez 1993 yılında Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü'nde hazırlanan bir konser çalışması olarak gündeme geldi. Bu konserin repertuvarı, Türk, Kürt, Azeri ve Ermeni şarkılarından oluşuyordu. Daha sonraki dönemlerde, değişik kültürlere ait şarkı ve danslara da yönelindi ve repertuvar zenginleştirildi: Laz, Gürcü, Çerkez, Çingene, Makedon, Alevi... şarkıları ve dansları icra edildi.

Kardeş Türküler Projesi'nde icracı olan müzisyen ve dansçılar, 1995'te kurulan Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu'nun (BGST) kurucuları arasında yer aldılar. Projenin bundan sonraki çalışmaları, konserleri, dans müzik gösterileri ve albümleri BGST çatısı altında sürdürüldü.

İlk albüm, 1997'de Kalan Müzik tarafından yayınlandı. “Kardeş Türküler” adı verilen bu albümde, Anadolu ve Mezopotamya'daki müzik geleneklerinin ürünlerinden örneklere yer verildi. Proje kapsamında yaklaşık dört yıl boyunca verilen konserlerden seçkiyle oluşturulan albümde çokkültürlülük ve halkların kardeşliğine vurgu yapıldı.

1998 yılında, İstanbul'da özel bir radyonun yaptığı dinleyici anketinde 'yılın grubu' seçilen Kardeş Türküler kadrosu, ikinci albümünü daha lokal ve spesifik bir projeye ayırdı: 'Doğu' (Kalan,1999). Anadolu'nun doğusu ile Mezopotamya coğrafyasını kapsayan, çokkültürlülüğün ve kültürler arasındaki geçişkenliğin vurgulandığı ‘Doğu'da projenin ilk bestelerinden birine de yer verildi.

Folk Roots dergisinin Temmuz 2000 tarihli sayısında tanıtımı yapılan 'Doğu' albümü, aynı dönemde İngiltere'de yayın yapan Radio Not-Wonderful'un listesinde 4. sırada yer aldı. 2000 yılının Şubat ayında, Jérôme Cler'in hazırladığı ve Cité de la Musiques / Actes Sud tarafından Fransa'da yayınlanan 'Musiques de Turquie' adlı kitabın cd ekinde, albümden iki şarkıya yer verildi.

'Doğu' albümünden bir şarkı, Songlines dergisinin Anadolu müziklerine ayırdığı Ekim sayısının eki olan karma albümde yer aldı. Yine Folk Roots dergisinin Ocak-Şubat 2001 sayısındaki karma albümde 'Doğu'dan bir şarkıya yer verildi.

Aynı derginin Ağustos-Eylül 2002 sayısında Kardeş Türküler'le yapılan bir söyleşi yayınlanırken; Almanya'da yayınlanan Folker! dergisi de, Mayıs-Haziran 2002 tarihli sayısında toplulukla yaptığı bir söyleşiye yer verdi.

Kardeş Türküler Projesi, yaşadığı coğrafyanın çok-kültürlü, çok-etnili yapısını, Türkiye'de çekilen ilk Türkçe-Kürtçe video kliple de (Kara Üzüm Habbesi) gündeme getirmeye çalıştı. Kültürler arasındaki alışverişin müzikal alanda bir örneği olarak düşünülen bu şarkının video klibi, bir 'ilk' olması itibariyle ana haber bültenlerine konu olduysa da, Türkçe dışındaki dillerde yayın yapma konusunda kendi kendini sansürleyen ulusal kanallarda pek gösterilmedi; ama kardeşlik ve barışı önemseyen çevrelerden olumlu tepkiler aldı. Projenin ikinci klibi, Kürtçe bir iş şarkısı olan “Mîrkut”a çekildi. Bu klipte Bgst'li dansçıların Mîrkut şarkısı için hazırladığı ve dans-müzik gösterilerinde icra edilen dansa yer verildi.

Avrupa'da yaşayan ünlü Kürt müzisyen Şivan Perwer'in Eylül 2000'de piyasaya çıkan 'Roj û Heyv' (Güneş ve Ay) adlı albümünün müzik yönetmenliğini ve düzenlemelerini üstlenen Kardeş Türküler kadrosu, daha sonra Yılmaz Erdoğan ve Ömer F. Sorak'ın yönetmenliğini yaptığı 'Vizontele' ve Yılmaz Erdoğan'ın yönettiği ‘Vizontele Tuuba' filmlerinin müziklerini hazırladı. 'Vizontele' filminin müzikleri 2001'de, 'Vizontele Tuuba'nın müzikleri ise 2004'te film müziği albümü olarak Kalan Müzik etiketiyle yayınlandı.

'Vizontele' film müziği, Ekim 2001 tarihinde 38.si düzenlenen Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde 'En İyi Film Müziği' ödülünü aldı. Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) tarafından da aynı ödüle lâyık görüldü.

2002 yılında, yine çokkültürcülük konseptiyle hazırlanan 'Hemâvâz' (Kalan, 2002) albümü, Avrupa baskısıyla da (Connecting Cultures, 2003) uluslararası dinleyiciye ulaştı. Projenin son albümü “Bahar” yine Kalan Müzik etiketiyle 2005'te çıkarıldı. “Bahar” albümünde Anadolu, Trakya ve Mezopotamya halkları için “yeniden doğuş”u simgeleyen bahar bayramları şarkılarına ve bir arada yaşama umuduna vurgu yapıldı.

Konserler / Gösteriler

Kardeş Türküler, 1994 yılından beri Türkiye içinde ve dışında birçok konser verdi, festivallere katıldı. İstanbul, Kocaeli, Düzce, Samsun, Ankara, İzmir, Mersin, Bursa, Altınoluk, Denizli, Adana, Antakya, Urfa, Mardin, Antep, Diyarbakır, Eskişehir, İzmit, Van, Hakkari, Varto, Çanakkale, Batman, Tunceli ve Kıbrıs'ta verilen konserlerin sayısı 130'u geçti. Anadolu'ya düzenlediği turnelerinin yanı sıra Türkiye'de düzenlenen kültür ve sanat festivallerine ve üniversitelerin çeşitli etkinliklerine de katılan Kardeş Türküler, zaman zaman farklı sanatçılarla da sahne paylaştı. Ermeni duduk ustası Civan Gasparyan ile birlikte çıkılan İstanbul konseri bu ortaklıklardan biriydi.

2000 yılından itibaren her yıl Cemil Topuzlu Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda sergilenen Kardeş Türküler dans-müzik gösterilerinde Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü öğrencileri ve birçok sanatçı aynı sahneyi paylaştı. Aynur, Hakkari Dengbêjleri, Cemil Topuzlu'da bir araya gelinen sanatçılar arasındaydı.

Avrupa'da da çeşitli festival ve etkinliklere katılan ve turneler düzenleyen Kardeş Türküler Projesi, 1998'den beri Hollanda'da (Rotterdam, Amsterdan, Utrecht, Den Hag), İsviçre'de (Zürich, Münchenstein), Belçika'da (Gent, Roeselare, Leopoldsburg, Dendermonde, Genk, Brüksel), İngiltere'de (Londra), Almanya'da (Leverkusen, Kemnade-Bochum, Stuttgart, Münih, Berlin, Köln, Hamburg, Frankfurt, Dortmund, Rudolstadt, Essen), Fransa'da (Paris, Strasbourg, Lyon), İspanya (Cartegena) ve Avusturya'da (Viyana) 60 konser verdi. Turks Muziekfestival (Hollanda), Intercultureel Torrepoort (Belçika), Culturele Week Turkije (Hollanda), Kemnade International (Almanya), Kopru (Bridge) Turkije Festival (Hollanda), 3e Strasbourg-Mediterranee (Fransa), Rudolstadt (Almanya), Cartegena (İspanya), Şimdi-Now (Belçika, Almanya), Stimmen (İsviçre) festivallerine bazen konser bazen dans-müzik gösterisi formatıyla katıldı.


Sesler Bir Arada….

Kardeş Türküler Projesi, 2006 Haziran'ında Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda sergilediği gösterisinde İstanbul ve Diyarbakır'daki amatör korolar ve müzisyenlerle sahneyi paylaştı ve 140 kişinin sahneye çıktığı bir dans-müzik gösterisi sundu. Gösteri, farklı dil, din ve kültürlerin bir arada yaşama isteğinin sahne üzerinde daha somut ifade edilebileceği bir gösteri projesi olarak gündeme geldi.
Gösteride, BGST ve Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü (BÜFK) ile birlikte, Ermenice şarkılar söyleyen Sayat Nova Korosu, Laz Kadın Korosu Dalepe Nena, Roman müzisyenler Sarıköylü Tevfik ve Arkadaşları, Diyarbakır Belediyesi Çocuk Korosu ve Mitrib çocuklardan oluşup Diyarbakır Sur Belediyesi çatısı altında çalışmalarını yürüten Gêdén Bajer Ritim Topluluğu sahne aldı. Kardeş Türküler bu “Sesler Bir Arada…” ile,

dayanışma yoluyla ortak bir gösteri hazırlamayı ve "toplumsal barış" talebini daha güçlü bir şekilde ifade etmeyi hedefledi. Önümüzdeki dönemlerde, Kardeş Türküler projesi çerçevesinde, amatör müzik çalışmaları yapan grup ya da topluluklarla birlikte araştırmalar yapılması; bu araştırmalardan çıkacak sonuçların çeşitli dergi, kitap vb. yayınlar aracılığıyla kamuyla paylaşılması ve düzenleme deneyimlerini birlikte geliştirerek; ortaya çıkacak ürünlerin “Sesler Bir Arada” projesinde olduğu gibi birlikte sergilenmesi planlanıyor.

Kardeş Türküler Projesi'nin Müzikal Olanakları

Tüm bu konserlerin yanı sıra gidilen şehirlerde dinleyicilerin katıldığı pekçok söyleşi düzenlendi ve Kardeş Türküler Projesi, dinleyicilerin yorum ve soruları çerçevesinde tartışıldı. 2005'ten bu yana “Kardeş Türküler Projesi'nin Müzikal Olanakları” başlıklı bir sunumla, on yılı aşkın bir sürede edinilen düzenleme deneyimleri, Kardeş Türküler düzenlemelerinden örnekler dinletilerek dinleyicilere aktarılıyor. Sunumun sonunda bazı şarkılar izleyicilerle birlikte seslendiriliyor. Bu sunum bu güne kadar Diyarbakır , İstanbul ve Ankara'da gerçekleştirildi. Önümüzdeki dönemde de çeşitli üniversite kampüslerinde ve etkinliklerine taşınmaya devam edilecek.


Metin Kemal Kardeşler Dersim'in Pülümür ilçesine bağlı üç haneli bir dağ köyünde dünyaya geldiler. Çocukluklarının ilk yıllarını Erzincan'da geçiren kardeşler daha sonraları ise yazları Dersim'de köyde, kışları Erzincan'da olmak üzere yaşamlarını sürdürdüler. Bu onlara iki ayrı kültüre de tanıklık etme imkanı sağladı. Bu yüzden Erzincan'da konuşulan Türkçe'yi de, Dersim'de konuşulan Zazaca'yı da kendi dilleri saydılar. İlk, orta ve lise eğitimlerini Erzincan'da tamamladılar.
Kemal Kahraman 1983 yılında İstanbul Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne girdi. Ancak 1984 yılında bu okulu bırakarak Ankara'da ODTÜ Felsefe bölümüne başladı.
Metin Kahraman ise 1984 yılında Marmara Üniversitesi, Basın Yayın Yüksek Okulu, Radyo Televizyon bölümüne girdi. 1985 yılında da, bu okulda okuyan bir kaç arkadaşıyla birlikte Grup Yorum'u kurdu. Aynı yıllarda Kemal'de Ankara'da çeşitli amatör müzik gruplarında yer aldı. 1991 yılında tekrar bir araya gelen kardeşler 1993'te iki yıllık çalışmalarının ürünü olan "Deniz Koydum Adını" adlı ilk albümlerini gerçekleştirdiler.



Daha sonra Kemal eğitim amacıyla Almanya'ya yerleşti. Metin'de zaman zaman Almanya'ya giderek birlikte müzik çalışmalarını sürdürdüler. 1995 yılında kayıtlarını Berlin ve Türkiye'de gerçekleştirdikleri ikinci albümleri "Renklerde Yaşamak" bu sürecin ürünü oldu. 1990 yılından itibaren Dersim ve Erzincan yöresinde derleme çalışmaları yaptılar.
Bölgenin tarihi ve sözlü edebiyatı, inançları, günlük yaşamı, adetleri, müziği gibi çeşitli konuları içeren bu çalışmaların ilk ürünü de Zazaca, Türkçe ve Kurmanci olmak üzere, o yörede konuşulan dillerde yaşlıların kendilerinin çalıp söyledikleri türkülerden oluşan "Yaşlılar Dersim Türküleri Söylüyor" albümü olmuştur. Bu albüm, derleme çalışmaları yapanlara güzel bir örnek oluşturmuş ve olumlu tepkiler almıştır. Albüm aynı zamanda kendi türünde belgesel bir çalışma niteliğindedir. 1990 yılında, kayıtlarını Berlin'de gerçekleştirdikleri albümleri "Ferfecir" ile yeniden dinleyicileriyle buluşan kardeşler, halen Berlin'de yaşamakta ve çalışmalarını bu şehirde sürdürmektedirler.
Kardeşler 1997'den beri birlikte müzik yaptıkları Serdar Keskin ve 1995'te Berlin'de tanıştıkları Dorethea Marien'i en önemli müzik ve yol arkadaşları olarak görüyorlar. Besteleri ve şarkı sözleri kendilerine ait olan Metin & Kemal Kahraman kardeşlerin çalışmaları başka müzisyenler tarafından da seslendirilmiştir. Her ikisi de saz, cura ve gitar çalmakta ve şarkı söylemektedir.

Neşet Ertaş,  halk ozanı ve halk müziği şarkıcısı. Abdallık geleneğinin son büyük temsilcisi. Yaşar Kemal, Ertaş'ı "Bozkırın Tezenesi" olarak adlandırmıştır.

Babası bağlama ustası Muharrem Ertaş, annesi Döne Ertaş'tır. 8 yaşına kadar doğduğu köy olan Kırtıllar Köyü'nde yaşamış, sonrasında ailesi ile birlikte İbikli Köyü'ne yerleşmişlerdir. 12 yaşındayken annesi Döne'yi kaybetmiştir. Babası Muharrem Ertaş, Yozgat'ın Kırıksoku Köyünden Arzu isminde bir kadınla evlenince bir süre bu köyde yaşadıktan sonra Yozgat'ın Yerköy ilçesine yerleşmişlerdir. Ertaş, ilkokula gittiği yıllarda önce keman, sonra da bağlama çalmayı öğrendi. Babası Muharrem Ertaş ile birlikte yörenin düğünlerinde sazı ile türküler söylemeye başladı. Ertaş, etkilendiği tek kişinin babası Muharrem Ertaş olduğunu söyler. Bu durumu şu şekilde ifade eder; "Babamla ben aynı ruhun insanlarıyız.".



Neşet Ertaş, Kırşehir ve ardından 2 yıl da Kırıkkale'de bulunduktan sonra 1957 yılının sonunda İstanbul'a gelerek Şen Çalar Plak'ta ilk plağını Neden Garip Garip Ötersin Bülbül adı ile babası Muharrem Ertaş'a ait bir türküyle çıkarır. Halk tarafından çok beğenilen bu plağı diğer plak, kaset ve halk konserleri takip eder. 2 yıl İstanbul'da çalıştıktan sonra Neşet Ertaş Ankara'ya yerleşir ve sahne hayatına burada devam eder. 1962'de İzmir Narlıdere'de askerliğini yapar. Askerliğini yaptıktan sonra Ankara'da çalıştığı gazinoda Leyla isminde bir kızla tanışır ve hemen evlenir. Babası Muharrem Ertaş, Neşet'in bu evliliğine şiddetle karşı çıkar. Bu olaylardan sonra Neşet Ertaş ve Muharrem Ertaş uzun yıllar konuşmazlar. Neşet Ertaş ve Leyla Ertaş'ın bu evlilikten Döne, Canan adında iki kız ve Hüseyin adında bir erkek çocukları olur. 7 yıl evli kaldıktan sonra 1970'lerin başlarında ayrılırlar. 1978 yılında alkol ve sigara kullanımından dolayı parmaklarından felç geçirir ve işsiz kalır. Kardeşinin daveti üzerine Almanya'ya gider. Tedavi olur. Çocuklarının eğitimi ve sanatsal çalışmalarından dolayı uzun bir süre Almanya'da kalan sanatçı, 2000 yılında İstanbul'da verdiği konserle sahne hayatına geri dönmüştür.
Demirel zamanında kendisine sunulan 'devlet sanatçılığı' unvanını; "O dönem Süleyman Demirel cumhurbaşkanıydı. Devlet sanatçılığı bana teklif edildi. Ben, 'hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor' diyerek teklifi kabul etmedim. Ben halkın sanatçısı olarak kalırsam benim için en büyük mutluluk bu. Şimdiye kadar devletten bir kuruş almadım, bir tek TBMM tarafından üstün hizmet ödülünü kabul ettim. Onu da bu kültüre hizmet eden ecdadımız adına aldım." diyerek geri çevirmiştir. Halk bu tavra destek vermiş ve Neşet Ertaş âdeta yaşayan bir efsane olmuştur. Unesco Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında yapılan ulusal envanterlerden Yaşayan İnsan Hazineleri Türkiye Ulusal Envanterine alınarak yaşayan insan hazinesi kabul edilen Ertaş, 25 Nisan 2011 tarihinde İTÜ Devlet konservatuvarı tarafından fahri doktora ödülüne layık görülmüş, bağlamadaki tavrı ve türküleri konservatuvarlarda ders olarak okutulmuştur. Hayatı ve eserleri Doç. Dr. Erol Parlak tarafından iki ciltlik bir kitap hâlinde yayımlanmıştır.
 25 Eylül 2012 tarihinde İzmir'de tedavi gördüğü hastanede ileri evrede prostat kanseri nedeniyle yaşamını yitirmiştir. Cenazesi Kırşehir Bağbaşı Mezarlığında toprağa verilmiştir. Mezarı ise babası Muharrem Ertaş'ın yanındadır. Mezar taşında ise ''Sakin ol ha, insanoğlu. İncitme canı, her can bir kalp, Hakk'a bağlı. İncitme canı, incitme.'' yazılıdır.
Neşet Ertaş’ın adı Kırşehir'deki caddelerde, okullarda bulunmaktadır, ayrıca babası Muharrem Ertaş’la birlikte bir de anıtı bulunuyor. Dünyada robot heykeli yapılmış ilk saz sanatçısıdır. Android heykeli dünyaca ünlü heykel sanatçısı Adil Çelik tarafından yapılmış, Kırşehir Neşet Ertaş Gönül Sultanları Kültür Evi'nde yerini almıştır.

MKRdezign

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget